
Rehberlik
Eğitim Modellerimiz
ÇOKLU ZEKA KURAMI
Kreşimizdeki etkinlikler çoklu zeka kuramı göz önünde bulundurularak hazırlanmaktadır . Çoklu Zeka Kuramı, zekanın toplumlar ve eğitim üzerinde yıllardır sürüp giden etkisini yani sadece dil ve matematik zekasını hesaba katan klasik zeka testi ve zeka tanımlamasını tarihe karıştırmıştır. Gardner, zekanın iki değil, sekiz yönü olduğunu savunmuştur. Böylece sadece matematikte ve dilde başarılı olanların değil, müzikte, sporda, dansta, iletişimde, doğada, resimde kendini gösterenlerin ve kendini iyi tanıyanların da zeki olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Çoklu zeka kuramının amacı, eğitimde bireylerin neler yapabildiğinden çok neler yapabileceğinin düşünülmesidir. Günümüzde eğitim ve psikoloji alanındaki gelişmelerle klasik testlerin çocukların değerlendirilmesinde yeterli olamayacağı, onların potansiyel yeteneklerinin de ortaya çıkarılması gerektiği görüşü vardır. Gardner'a göre zeka, problem çözme kapasitesi ya da değerli bir ya da birden çok kültürel yapı ürününe şekil vermektir. Gardner bireylerin aynı düşünüş tarzına sahip olmadıklarını ve eğitimin eğer bu farklılıkları ciddiye aldığı düşünülürse, bütün bireylere en etkili şekilde hizmet edeceğini belirtmiştir. Eğer bireyler farklı zeka bileşenlerini' tanıyabilirlerse karşılaşacakları sorunları çözmede daha şanslı olabilirler. Çoklu zeka her bilim alanında öğrencilerin öğrenmelerini artıran bir öğretim süreci olarak algılanmaktadır.
--------
ETKİN ÖĞRENME YÖNTEMİ
Kreşimizde çocukların en iyi ve verimli biçimde eğitim alabilmeleri için etkin öğrenme yöntemi kullanılmaktadır.
Etkin öğrenme yönteminde:
Çocuklar aktif katılımcıdır.
Çocuklar bağımsızdır, çevreyi diledikleri şekilde kullanırlar. Her yer öğrenme ortamıdır Öğrenmede tüm duyularını kullanırlar.
Çocuklar seçim yapma özgürlüğüne sahiptirler. Çocuklar ne yapacaklarına hangi malzemeleri kullanacaklarına kendileri karar verirler.
Çocukların problem çözme çabalarına, öğretmen ve arkadaşlarıyla iletişim kurmalarına yaratıcılıklarını kullanmalarına izin verilir.
Çocuklar sürekli araştırmaya yönlendirilir. Seçim yapacakları malzemeler sunulur.
Çocuklar nesneleri özgürce kullanır.
Öğretmen çocuklarla iletişim içindedir.
Öğretmen çocukların bazı şeyleri keşfetmelerini sağlar.
Öğretmen çocukların çalışmalarına katılımcıdır.
YARATICILIK
Teknoloji hızla gelişirken ona ayak uyduracak olan insan aktif, ileriyi görebilen, kendini tanıyan ve ifade edilebilen, çevre olanaklarını ve teknolojiyi en iyi şekilde kullanabilen yaratıcı yapıya sahip özelliklerle yetiştirilmelidir.
Yaratıcı bireyleri yetiştirmede eğitim programları çok önemlidir. Teknolojide olan değişimler doğal olarak eğitim programlarındaki değişimi de beraberinde getirmektedir. Çağdaş eğitim; okulöncesi dönemden başlayarak çocuğun düşüncelerini merak etme, gözlem, buluş yeteneklerini geliştirme amacını taşır. Geleneksel eğitim sistemi ise çocukta yaratıcılığı körelterek ezbercilik, verilenlerin aynen uygulanması, deney yoksunluğu gibi öğretim yöntemleriyle gelişmeye çok açık olan yaratıcılığı engellemektedir.
Yaratıcılık eğitimi almak çocukların;
Karşılarına çıkan fırsatlardan yararlanmalarını,
Karşılaştıkları güçlükleri yenmek için yeni çözüm yolları bulmalarını,
Her şeyi merak ederek soru sormalarını ve tahminlerde bulunmalarını,
Araştırma ve deney yapma eğilimlerini arttırmalarını,
Hayal güçlerini geliştirmelerini,
Bir konu üzerinde ilgi ve dikkatlerini uzun süre tutabilmelerini,
Ayrıntılara dikkat ederek yanlış ve eksiklerini hissedebilmelerini,
Çevrelerini biçim ve mekan ilişkisiyle görebilmelerini,
Kendilerine güvenen, kendilerini geliştirip gerçekleştirebilen ve bağımsız olabilen kişilikler geliştirebilmelerini,
Kendilerini dış dünyaya, birlikte yaşadıkları ve tüm insanlara açık tutabilmelerini,
Kendilerini yalnız bugün için değil, yarın için de hazırlayabilmelerini,
Dengeli ve coşkulu, akıllı ve duyarlı kişiler olabilmelerini,
Duygu ve düşüncelerini farklı yollarla ifade edebilmelerini,
Yeni yaşantıları denemeye cesaretle katılmalarını,
PROJE TABANLI ÖĞRENME
Proje tabanlı öğrenme, öğrencinin, öğrenme- öğretme sürecinde pasif bir alıcı konumundan, araştıran, inceleyen, bilgiye ulaşan ve elde ettiği bilgileri kullanarak anlamlı bütünler haline getirip bu bilgilerle problem çözmesini amaçlayan bir öğrenme modelidir (Demirel ve diğerleri, 2001). Proje çalışması, çocukların ilgilerini çeken seçtikleri çalışma alanlarında bireysel olarak ya da küçük ve büyük gruplar halinde yaptıkları aktif katılımlı faaliyetleri içeren etkileşimli bir süreçtir. Proje yaklaşımının genel amacı, çocukların zihinsel yaşantılarını geliştirmektir. Zihin teriminin kapsamında bilgi ve becerilerin yanı sıra duygusal, ahlaki ve estetik duyarlılık da bulunmaktadır. Projeler yoluyla, çocuklar okulda öğrendiklerinin dışarıda uygulanabileceğini kavramaktadır. İyi bir proje çalışması çocuklara öğrendikleri becerileri pratiğe geçirecekleri gerçek yaşam ortamı sağlar (Akt: Diffily ve Sassman, 2002). Proje çalışmalarını uygulayan okul öncesi eğitim kurumlarında, proje çalışmalarının yanı sıra, oyun, müzik, anadili, kendiliğinden oluşan oyunlara ve diğer rutin okul öncesi program etkinliklerine de devam edilmektedir. Bu tür programlarda, hem sistematik öğretim hem de proje çalışması program içerisinde önemli yere sahiptir. Programın sistematik ve proje çalışmasını içermesi öğrenme sorumluluğunu hem öğretmen hem de çocuklar tarafından paylaşılmasını sağlar